28 Şubat 2012 Salı

Asiye Hanım Ve Saçları

Bundan yıllar önceydi, büyük annem Asiye Hanım saçlarını bana emanet etmişti. Hoş aslında yaşında bir kuaföre emanet ettiği bembeyaz ve incecik saçları yemenisinin altında sıkı sıkı bağlanmaktan sayemde biraz kurtulabilecekti.
Sorun çok büyük sayılmazdı. En son 3-4 ay önce Kasımpaşa hamamında Çakır Abla vardı biz küçükken teyzemin oğlu İsmet’le beraber büyükannem bizi de hamama götürürdü ya: İşte o Çakır Abla boyamıştı. Simsiyah boyayı sürer sonrada sigara külü ile derideki lekeleri çıkarırdı.
Ama şimdi kuaför çırağı ve meraklı torunu İlker vardı. Yani bendeniz… Babamın dükkanından büyük heyecanla boyaları cumartesiden almıştım. No 1 İgora ROYAL ve 10 vol peridrol… Boya fırçası, boya kasesi ve…... Eldiven almamıştım. Niye mi, tabii ki ellerim simsiyah boya olsun da boya sürdüğüm anlaşılsın diye.
Kasemizin içindeki önemli karışım saça sürülmüş ve yarım saat beklenmişti bile. Büyük annem saçlarını banyoda yıkamıştı. Bu arada ben de makaslarımı çıkarmış kesim telaşı ile işe başlamaya hazırlanıyordum. Eee tabii ki biraz da uçlarından alsam fena olmazdı hani...
Saçı dikkatlice taradım, ellerim hafif bir heyecan mı titreme mi her neyse bir şekilde işe başlamıştı. Ama ben, ne yaptığımı biliyordum ne de makas. Ama inanın sadece uçlarından aldım. Saçta büyük bir değişiklik yoktu ama ben epey adrenalin salgılamıştım. Hani birkaç kişi daha olsa hazır başlamışken pratiğim biraz daha artsa diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Ama asıl sorun aniden çıkıp gelen Nejdet Dayımdı. Günlerden Pazar ya... Onun da annesine bir uğrayacağı tutmuştu ve bu arada benim saç kesimimin son 3-5 dakikasını da izleme fırsatı bulmuştu. Ben gururla eserime bakarken, Nejdet Dayım “BENCE YANLARI BİRAZ DAHA YUVARLATSAYDIN DAHA İYİ OLURDU” dedi. Ve işin aslında içine de etmiş oldu.
Niye mi. Artık o andan sonrasını ben hatırlayamıyorum. Çünkü saça öyle bir daldım ki sağ tarafı düzeltsem, sol yamuluyordu. Ve bu dengesizliğin sebebini araştırırken saç gittikçe kısalıyordu.
Sonuç mu? Büyükannemin saç rengi güzel olmuştu. Siyah çok yakışmıştı (zaten hep siyahtı) ama saçın kesimi yüzünden olsa gerek büyükannem bir müddet başörtüsünü hiç çıkarmamıştı.
Ama o esmer teninden hep şikayet ederdi 74 yaşında bana göre erken gitti. Ben biraz daha kariyerimi oturttuktan sonra gitseydi belki onu daha sık ziyaret edebilecektim ama hayat bizi maalesef beklemiyor. ‘’Sevgileri yarınlara bırakmayın” diyor ya birileri... Neyse büyük annem esmer tenini hiç sevmezdi, ÇİL FAZIL diye bir krem vardı.
Hep eczaneden onu alır, yüzüne sürerdi ten rengini açar diye epey tavsiye de ederdi. Haa bir de cımbızı vardı arada eline küçük aynasını da alırdı. Ve kaş bıyık işleri ile uğraşırdı… Haaa bir de ağda konusu vardı. Şeker limon piknik tüpünden mis gibi ağda kokardı. Elma şekeri yiyen var mı içinizde işte o elma şekerinin üstündeki tatlı kısım ağdadır ama tabii ki hijyenik ve lezzetlidir.
Beni büyükannem büyüttü. Onunla ilgili çok anım vardır hafızamda. Annem çalıştığından 37 sinde emekli oldu zaten. Babam da kuaförlük mesleğinin yorucu temposu içinde pazardaaan pazara ancak ben ve kardeşimle ilgilenebilirdi. Diğer tüm zamanım Büyükannemlerde geçerdi. Ve işin ilginç tarafı 7 çocuktan ve bir torundan sonra bile büyükannem dedemi kıskanırdı. Evet hem de öyle kıskanırdı ki herkes bilirdi bu kıskançlığı ve “Aman Asiye Abla sen de abartıyorsun biraz deseler de o her aklına geldiğinde bazen ayda bir bazen de haftada bir salatalıkları soyar ve kabuklarını alnına yapıştırırdı nedeni de: bilmeyenler için yazıyorum; cilde iyi gelir de ondan.
Asiye Hanım 32 yıllık hayatımda kendine en az bakan kadındı. Asla makyaj yapmadı, gençliğinde bir kere. Beyoğlu’nda ünlü bir kuaföre gittiğini hep anlatırdı. O bizim kültürümüzün en YALIN kadınlarından biriydi. YALIN HALİYLE YAŞARDI. 13 yaşında Selanik’ten İstanbul’a göç ederken Yunan askerleri onu beğenmesin diye yüzüne tencere karası sürmüş ve 16 sına geldiğinde aşık olup evlenmişti. Ama yine de o bir kadındı. Ve o bile süslenirdi...
Şimdi soruyorum: Senin halin ne öyle?
Yaz geliyor biraz kendine çeki düzen ver, saçının başını haline bak.
Çenendeki kıllara ne demeli? Kaşlarını kendi başına almaktan vazgeç. Kaş uzmanlık ister, Benim salonumda bir kişi sadece kaş almakla görevli. Ağda konusunda da bir uzman var. Her şeyin bir ustası var yani.
Bir de eller var tabii bir kadının eli, çok ama çok önemlidir. Ellerine peeling yaptırdın mı hiç? Efendim ne olduğunu merak ediyorsan gel bu ay bizim salonda el parafini hediye yapılıyor. Bir dene…
Yosun terapisi nedir bilen var mı? Bilmiyorsanız öğrenin kardeşim ayıp ayıp…Bugün ki zamanda bunları bilmeniz lazım arkadaşlar… Ne yaparsanız kendiniz için yapın ve hayattan keyif alın.
BENİM CANIM BÜYÜKANNEM... Seni çok özlüyorum.
Bu arada kızımın adına ASİYE koyamadım ama ASYA koydum.

Hiç yorum yok: